Gerze Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Gerze Mutlu Sonlu Masöz

Kapının zili gene çalıyor. Elizabeth elini şekerle dolduruyor, kapıya doğru seğirtiyor. Kâseleri merdivenin altına koysa daha rahat olacaktı. Yapacak bunu. Gelenler bir Çinli, bir Frankenstein Canavarı, bir de fare kılığına girmiş çocuk. Elizabeth onları tanımamış benzer biçimde yapıyor. Her birine Gerze Mutlu Sonlu Masöz  birer kü çü k paket veriyor, teneke kumbaralarına bozuk paralar atıyor. Çocuklar kendi aralarında neşeyle cıvıldaşıyorlar, ona teşekkü r ediyorlar, sonrasında sundurmada pat pat sesler çıkararak koşuyorlar; aslen bu gecenin ne gecesi olduğundan da, o kü çü k, sü slü bedencikleriyle gerçekte neyi temsil ettiklerinden de haberleri bile yok. Bütün Ruhlar Gecesi bu gece. Bir tek arkadaş ruhların değil, bü tü n ruhların gecesi.

Geri dö nmü ş ruhlar onlar, kapılarda ağlayan, aç, yaşamlarını yitirdikleri için yas tutan ruhlar. Siz onlara yiyecek, para veriyorsunuz, sevginizin veya kanınızın yerini tutacak herhangi bir şey veriyorsunuz. Sonrasında, bunun yeterli bulunduğunu umarak, çekilip gitmelerini bekliyorsunuz. Elizabeth balık-kurşunisi bir gö kyü zü nü n uzantısı olan soğuk, kurşuni havada, sokağın şimal yanı süresince batıya doğru yü rü yor. Mağazaların vitrinlerine bakmıyor, kendisinin şu anda neye benzediğini biliyor, başka tü rlü gö rü nmek benzer biçimde fantezilere de kalkışmıyor. Nasıl gö rü ndü ğü nü de, başkalarının kendisini yahut kendilerini nasıl gö rdü klerini de bilmeye ihtiyacı yok.

Gerze Mutlu Sonlu Masöz

Åžeftali sarısı, elma sosu pembesi, bö ğü rtlen, erik, toynaklar, kuÅŸ tü yleri, dudaklar, pençeler… Bü tü n bunlara ihtiyacı yok. Sırtında siyah bir manto var. Kaskatı duruyor, ö bü r renklerin çevresinde fırıl fırıl dö ndü ğü koyu karanlık nokta, yoğun çekirdek o. Gö zleri dimdik karşıya bakıyor, omuzları bir hizada, adımları kararlı, düzgün. Asker gibi yürüyor. Kendisine doğru gelen gö ğü slerin, klapaların bazılarının ü zerinde haÌ‚laÌ‚ o anımsatıcı ÅŸeyler var: Gö ğü steki kara keçe delikten dışarı fırlayan kırmızı kumaÅŸtan gelincikler, ortalarından topluiğneyle tutturulmuÅŸ.

Şehitleri Anma Gü nü bugü n. Yü reğin içinde kü çü k bir topluiğne. Akıl hastaları  için  şu  sattıkları  da  ne?  Umut  Tohumları.  Okuldayken  birisi  I˙ncirden  bir  bö lü m okurken sessiz dururlar, sonrasında da hep birlikte tanrısal okurlardı. Başlar aşağı eğilmiş, ağırbaşlı gö rü nmeye zorlanarak. Neden bö yle yapmaları gerektiğini hiç bilmezlerdi. Ta uzakta, yoksa radyoda mıydı, silahlar vardı. Bizler ölenlere bağlılığınız kalmazsa Uyumayacağız, gelincikler bitse bile Flander kırlarında.